Seval Annenin Doğum Hikayesi

Seval Annenin Doğum Hikayesi

22 Eylül 2014 0 Yazar: Burcu Öğünlü

Minnacık bir prens gelmiş güzel bir gün de . Hayat onunla biranda değişmiş. Annesi babası etrafında onu sabırsızlıkla bekleyenler sevinç çığlıkları atmışlar. Melekmiş o canmış. Aras kuzusu annesinin kucağına verildiği zaman misler gibi kokuyormuş. İşte bu kuzunun güzel annesi Seval hanım bizlere doğum hikayesini anlattı. Acı tatlı bir gün olmuş onlar için belki Aras’ın doğduğu gün ama hayat bazen bizlere böyle şeyler de yapabiliyor. Bizlerle hikayesini en içten şekilde anlatıp paylaştığı için çok ama çok teşekkür ediyoruz.

Eğer sizler de doğum hikayelerinizi bizlerle paylaşmak isterseniz

merhaba@1baba1anne.com

a maillerinizi bekliyoruz.

Hadi bu güzel ve içten anlatılan hikayeyi okumak ister misiniz? O zaman hadi buyrun…

“19 Nisan 2012 gecesi öğrendim içimde bir miniğin olduğunu. Heyecan, korku ve sevinç hepsi bir aradaydı. Nasıl geçerdi o zorlu ama bir o kadar da güzel 9 ay…

Olmasın diye dualar ettiğim ”bulantı” daha 6.haftamda baş göstermişti. Ama yinede mutluydum 🙂

Bulantı, cinsiyet öğrenme, ağrılar vs. derken sonunda geldi çattı doğum zamanı.

6 Aralık 2012’de doktor kontrolüm vardı. Doktorumuz 15 Aralıktan önce gelmez bebek diyordu ve bizde rahattık. Herhangi bir belirtide yoktu. Rahat bir şekilde annemle birlikte düştük yollara. Doktorum vajinal muayene yapması gerektiği söyledi. Muayene sonrası enteresandır ki açılmam olduğunu gördü, doğumun her an başlayabileceğini söyledi ve acil bir şekilde Nst (Nonstres Test) cihazına bağlandım. Doktorumun söylediklerinden midir nedir hafiften kasılmalarım olmaya başladı. Zaten Nst cihazında da sancılarım olduğunu gördük. Doktorum sonuçlara baktıktan sonra yarın akşam saat 19:00 nöbetçiyim gel tekrar Nst cihazına bağlayıp bakalım dedi…

Görümcemin evi hastaneye bir sokak olunca orada kaldık her ihtimale karşı. Gece sabaha kadar uyku girmedi gözüme. Hissediyordum oğluma kavuşmama az kalmıştı. Muayeneden kaynaklı hafif bir kanamam vardı.

Ertesi gün (7 Aralık)  oldu yine heyecan, korku ve sevinç birbirine girmişti bende. Bir ton soru vardı aklımda akşam ne olacak? Ne zaman doğuracağım? Nasıl doğuracağım? vs… Hastaneye gitme saati yaklaştı. Annem ve kayınvalidem geldiler. Eşimde işten gelince düştük hastane yoluna.

Doktorumu sorduk doğumdaydı, belki bende o gece doğuma girecektim 🙂 Önceki gün kan tahlili istemişti doktor eşim sonucu almak için laboratuvara gitti. Hemen ardında da doktorum geldi ve sonuca baktı. Kanımda mikrop olduğunu gördü. Doğumhaneye çıkmam gerektiğini söyledi. Yapılan vajinal muayene sonucu açılmamın 5 cm olduğunu söyledi ve hastaneye yatışım yapıldı.

Hasta bakıcı önlük ve terlik getirdi giyindim. Ve serum taktı koluma. Gerekli evrakları imzaladım ve odaya yatışım gerçekleşti. Nst cihazına bağlandım. Sık sık hemşire tekerlekli sandalyeyle gelip beni yukarı doğumhaneye çıkarıp açılmam olup olmadığına bakıyordu. Ama açılmam olmuyordu… Sancılarım başlamıştı ama açılmam olmuyordu.

Sabaha karşı doğumhaneye girişim yapıldı. Tek başımaydım ve korkuyordum. Rahim duvarı kalın olduğu için bir fitil verdiler bana rahim duvarını inceltip açılmamı sağlayacaktı. Beklemeye başladık 1 saat sonra tekrar muayene oldum fakat durum aynıydı.

Daha önceden doktoruma asla suni sancı ve sezaryen istemediğimi söylemiştim. Buna güvenip suni sancı vermeyeceklerini sanıyordum ta ki doğurana kadar 🙂 Ebe geldi seruma bir şey enjekti etti, ben ”suni sancımı veriyorsunuz” diye sordum ebede ”aç durduğun için güçsüz kalma diye besin veriyorum” dedi.

İşte o iğneden sonra sancılarım iki kat fazlalaştı. Hem Nst cihazına bağlıyım, hem kolumda serum sancım geliyor ama hareket edemiyordum. Bol bol dua ediyor, ağlıyor ve bacaklarımı sıkıyordum.Doğumhanede ailemden kimsenin yanımda olmayışı beni daha çok korkutuyordu. Allah’tan yatağım doğumhanenin kapısının karşısıydı ve her kapı açıldığında ailemden birileri bakıp el sallıyordu, o bile yetiyordu. Kapının açılmasını gözlüyordum. Eşim, annem, kayınvalidem, görümcelerim, arkadaşım herkes kapıdaydı…

Ebe geldi lavman yaptı ve ben anında zar zor doğru tuvalete .Yatağıma gelip biraz daha yattım. Sonra ebe artık kalkıp yürüyüş yapmam gerektiğini ıkınma gelince onları çağırmam gerektiğini söyledi. Tam kalkacaktım ki kanamam olduğunu yani ”nişan” denilen şeyin geldiğini gördüm. Ve artık biliyordum oğlumu kucağıma almama az kalmıştı…

8 Aralık 2012- Yürüyüşe başladım daha 3 tur atmadan ıkınma geldi hemen doktorumu çağırdım ve masaya aldılar beni. Doğumhanede geçirdiğim sürede en az 5 kadın doğum yaptı ve ben hepsine şahit oldum ama hiç mütevazi olamayacağım en güzel doğum benimkiydi.Çünkü normalde ebeler doğum yaptırıyordu sadece. Benim doğumumda kendi doktorum, bir ebe, 3 hemşire ve birde hasta bakıcı bulunuyordu. Biri terimi siliyor, biri karnımı ovuyor, diğeri sürekli konuşuyordu benimle. Çok sancılı ama mükemmel bir duyguydu o yaşadıklarım. Saat tam 12:40′ da, 3 kilo 160 gr ve 50 cm boyunda  viyak viyak bir ses duyduk doğumhanede 🙂 doktorum önlüğümü açıp çıplak tenime yatırdı oğlumu, kokumu alsın diye. Ben ağlamaktan konuşamıyordum, tek sorduğum şey ”sağlıklı mı?” oldu. Sağlıklıydı fakat doğum esnasında oğlumun boynuna kordon dolanmıştı ve oksijensiz kalmıştı hemen aldılar benden ve oksijen verdiler. Beni de hazırladılar ve tekerlekli sandalyeye oturtup odama çıkarttılar, kapıda annem ve eşim bekliyordu. Ebe o an söyledi bana suni sancı verdiklerini,asansöre bindik ve odamın katına geldik. Odam insan kaynıyordu, alkışlar ve sevinç gözyaşlarıyla karşılandım ve bende bir gururla ”anneyim ben artık”…

Yatağıma yattım ve yarım saat sonra yanıma geldi miniğim.Emzirme çabası başladı ama hemen tuttu kuzum çok acıkmış.

O gece hastanede yattık ertesi gün sabah evimize çıktık ve uzuuuun bir maratona başlamış olduk…

Oğlumun doğduğu gün ve saat aslında benim ve ailemin hüzün günüydü o gelene kadar. Babamı 8 Aralık 2005 yılında kaybetmiştik. Hiç aklıma gelmezdi o tarihte oğlumu kucağıma alacağımı. Bunu Allah’ın bana bir hediyesi olarak görüp, 8 Aralıkları hem babama duayla hemde uzun ömürler dilemekle geçiriyoruz. Biliyorum ki babam torununu dünyaya getirdiğim gün yanımızdaydı ve bana güç verdi. Mekanın cennet olsun babacım…

Annelik hayatta başıma gelen en güzel şey. Ve Allah’ıma binlerce kez şükürler olsun ki, bana bu duyguyu sağlıkla yaşattığı için… Allah oğluma ve tüm evlatlara sağlıklı uzun yıllar nasip etsin…

Ayrıca benden doğum hikayemi yazmamı isteyip beni tekrar o güzel güne gönderdiği için Burcu’ya çok teşekkür ederim…

Sevgiler”